top of page

KLASÄ°K TÜRK MÜZİĞİ

Unison Koro Ve Şefle İdare Tarzı

Türk musıkisinin klasik fasılcılığında kudüm ve tefle (tempo çalgıları) idare tarzı bir geleneÄŸin devamıdır. Bir yenilik olarak nitelendirilen Ünison koro sisteminde (bu deyim rahmetli Mesut Cemil bey tarafından kullanılmıştır.) (Åžef)le idare, klâsik tavır ve üslupta bir dereceye kadar yeni bir canlılık getirmiÅŸtir. Ancak, burada (ÅŸef)in durumu topluluÄŸun karşısına geçip sâdece usul tutmak (vurmak)dan ibaret deÄŸildir. Åžef odur ki, karşısındaki musıki topluluÄŸunu, eserlerin havasına sokmakta, bilgisi, otoritesi, frenklerin (Vision artistique) dedikleri duygu zenginliÄŸine, zevk üstünlüÄŸüne ve sanat gücüne sahip olacaktır.

Genel olarak küçük fasıl-büyük fasıl diye ikiye ayrılan bu musıki toplu icra tarzı, gelenek olarak (tef)le idare edildiÄŸi için ayrıca (ÅŸef)e lüzum görülmemiÅŸtir. Türk musıkisinin eski fasıl düzeninde usul (tutmak-vurmak) üstün tutulduÄŸu için, gerek (tef), gerekse (kudüm) eserlerin usullerinin noksansız olarak vurulmasını saÄŸlayan tempo çalgılarıdır. Bu bakımdan, özellikle büyük usullerin yapısındaki etkinlik meselesi son derece önemli tutulmuÅŸtur.

Türk musıkisinin (ikaa) düzeniyle, Avrupaî (ÅŸef) marifetiyle idare tarzı arasında gerçek ayrımlar vardır. Her ÅŸeyden önce, Türk zevkinin inceliÄŸi söz konusudur. Büyük usulleri, sözgelimi (devr-i kebir) usulünü 4/4 le idare etmeÄŸe kalkışırsanız, eserin havasını veremezsiniz. (Tef)in ve (kudüm)ün hikmet-i vücudu budur.

GeleneÄŸe ait bir icra düzeni olarak, kısmen yaÅŸatılmakta olan fasılcılıkdan ayrı ünison koro sisteminde yenilik sadece tef ve kudüm'ün yerini (ÅŸef)in alması deÄŸildir. Fasıl düzeninde peÅŸrevden baÅŸlayarak çeÅŸitli usullerde ÅŸarkı ve semailer, arada bir taksim, ya da gazel ve sonra yine birkaç ÅŸarkı ve saz semaisiyle sona ermesine karşılık, ünison koro sisteminde böyle bir sıra bahis konusu deÄŸildir. Tek ses üslubu ile sürdürülmekte olan ünison koro icra düzeninde bâzı (ÅŸef)lerin hafif ve tek vuruÅŸlar (tanfor) ve (tanfebl) denilen kuvvetli-hafif ve ağır ritmik vuruÅŸların, ölçü vuruÅŸlarına tam olarak uymadıkları görülmektedir. Burada ölçü, usul ve ritmik hareketlerin birbirine karıştırılmaması gerekir. Ölçü ritmin eksik bir görünüÅŸüdür. Åžef bütün bu incelikleri bilecek düpedüz bir metronom olmak durumuna düÅŸmeyecektir.

Göze çarpan bir husus da (ÅŸef)le (solist) arasındaki iliÅŸkidir. Toplu icra düzeninde (solist) (ÅŸef)le beraber el kol sallamaz, yâni kendi kendini idareye kalkışmaz. Bu, (ÅŸef)e en azından saygısızlık demektir.

Bir önemli husus da, Türk musıki repertuarının geniÅŸletilmesidir. Daha önce bu hususa deÄŸinmiÅŸtik.

Kaynak: www.kultur.gov.tr

bottom of page